Bir meslekten fazlası
Bazı meslekler vardır, sadece bir iş değildir; sizi dönüştürür, şekillendirir, hatta zamanla kalbinizin ritmine karışır. Sağlık sektörü işte tam da böyle bir yolculuk... Bu yolda yürümeye 34 yıl önce başladım. Her adımımda, yalnızca yöneticilik değil, insan olmanın ve insan hayatına dokunmanın ne demek olduğunu yeniden öğrendim.
İlk adımlar, büyük öğrenmeler
İlk duraklarım arasında International Hospital, Amerikan Hastanesi, Yaşamkent gibi kıymetli kurumlar vardı. Ardından Acıbadem Sağlık Grubu’nda uzun ve verimli bir yolculuğa çıktım. Her biri büyük emek, titizlik ve takım ruhu gerektiren pek çok hastane açılışında yer aldım. Grubun 9 hastaneye, 24 şubeye, sigorta şirketine, üniversitesine ve uluslararası sağlık projelerine sahip olduğu bir dönemde, genel müdür yardımcılığı görevimi tamamladım. Bu önemli bir deneyimdi ama hikayem orada bitmedi.
Bir markanın doğuşuna tanıklık
Şimdi 13 yıldır, kurucusu olduğum Liv Hospital’ın çatısı altındayım. 2012’de doğumuna eşlik ettiğim bu marka, 2013’te resmen hayata geçti. Tıpkı yeni doğan bir bebeği büyütür gibi... Her gün yeniden ilgi, özen, sabır ve vizyon gerektiren bir süreçti bu. Bugün hem yurt içinde hem yurt dışında 10 hastane ile büyüyen bir yapıdan söz ediyoruz. Bu başarının ardında, sadece stratejik planlama değil, samimiyetle çalışan bir ekip, etik değerleri ilke edinmiş bir anlayış ve hasta odaklı bir hizmet vizyonu var.
Sağlık zamanla yarışan bir meslek
Sağlık sektörü, hata kabul etmeyen, kesintisiz yaşayan bir organizma... Bu yapının içinde yer almak, sürekli tetikte olmak demektir. Kadın bir yönetici olarak bu dinamizmi yönetebilmek, aynı anda hem mesleki hem sosyal hem de ailevi rolleri kusursuza yakın bir dengeyle sürdürebilmek büyük bir çaba ister. Cumartesileri çalışmanın olağan olduğu bir sektörde, hayatın geri kalan yükünü bir buçuk güne sığdırmak... Kolay değil. Ama inanın, her iyileşen hasta, her güven duygusuyla bakan göz, bu çabayı kutsal bir anlamla taçlandırıyor.
Liderlik cesaret ister
Yıllar boyunca anladım ki, yöneticilik yalnızca karar vermek değil, örnek olmaktır. Cesaretle karar almak, ekibe güven vermek, güven ortamı yaratmak en güçlü adımlardır. Sağlık hizmeti bir ekip işidir; hekimin, hemşirenin, teknisyenin, danışmanın, yöneticinin bir arada nefes aldığı bir bütündür. Bu bütünlüğü sağlamanın yolu, çalıştığınız kurumu yalnızca yönetmek değil, aynı zamanda hissetmektir.
Pusulam: Vicdani etik
Hayatım boyunca “vicdani etik” kavramını pusulam yaptım. Artık sadece “Biz etik çalışıyoruz” demek yeterli değil. Tıbbi çıktılar, hasta memnuniyeti, şeffaf veri paylaşımı ve sürekli gelişen yönetim anlayışı, günümüzün olmazsa olmazları. Dünya sağlık hizmetlerini rakamlarla ölçerken bizlerin bu rakamların ardındaki hikayeyi unutmadan yol alması gerekiyor. İşte ben o hikayenin peşinden gittim.
Tutkumu yazıya döküyorum
Bir başka büyük tutkum da yazmak oldu. “Otuz Yaşa Mektuplar”, “Son Söz Doktorun”, sağlık yönetimi öğrencileri için hazırladığım “Pusula”, “Doktorun Çantasındaki Hikayeler” ve Cumhuriyet tarihinin önemli bale sanatçılarından Madam Lili Barokas’ın hayatını anlattığım “Balenin Çınarı”… Son olarak Liv markasının kuruluş hikayesini kaleme aldığım “Bir Sağlık Markasının Yolculuğu” ile bu tutku yeni bir zirveye ulaştı. Ama biliyorum ki yol daha bitmedi, anlatacak çok şey, yazılacak çok satır var…
Kalpten gelen bir yolculuk
Ben bir sağlık profesyoneli değilim. Ama kalbimle, emeğimle, vizyonumla bu sektörün içindeyim. Ve ne mutlu ki artık çok net biliyorum: Hayatın amacı uzaklarda değil. Bazen bir hastanın gözlerindeki minnettarlıkta, bazen bir çalışanın başarıyla tamamladığı görevde, bazen de bir kitap satırında sessizce fısıldıyor insana…
Bugün hala ilk günkü heyecanla çalışıyorum. Her yeni güne, sağlıkla dolu bir umuda uyanmak için var gücümle çalışıyorum…